Buddha heykelinin yıkıntıları arasında yaşam kavgası veren ailelerin bulunduğu bölgede yaşayan 6 yaşındaki Afgan kızı Baktay’ın tek isteği, komşularının oğlu Abbas gibi okula gidebilmek ve okulda öğretilen güzel hikayeleri okuyabilmektir. Bunun için kitap defter satın alması gerektiğini öğrenen küçük kız, kendini şehir merkezindeki pazarda yumurta satarken bulur. Okula giden yolda bir çok engelle karşılaşan Baktay, yolunu kesen ve ayrımı, vahşeti, gücü temsil eden diğer çocuklar tarafından alıkoyulur. Baktay’ın bu “savaş oyunu”ndan kurtulup okuluna, defterine ve en önemlisi de can atarak dinlediği hikayelerine giden yolculuğu anlatan film, Afganistan’ın ve insanlığın gerçekliklerine dair bir yolculuk niteliğinde.